لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع عبرت لكميت وملقدير 127
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع / az / Little قليل Şişede az süit var. يوجد حليب قليل يف لزججة. Az ümit var.. يوجد أمل قليل O konu ile ilgili az sayıda kitabım var. من لكتب حول هذ ملوضوع. يوجد لدي عدد قليل Bahçede az sayıda ağaç var. يوجد عدد قليل من ألشجر يف حلديقة. Az şekerli mi çok şekerli mi? سكر قليل أو سكر زيدة Az ve sık yemek yiyin. كل لطعم قليل ومبرت كثرية. / çok az / extremely little قليل جد çok az benzin kalıyor. بقي قلي ل جد من لبنزين. çok az para istedi. طلب قلي ل جد من ملل. 128
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Ben uyudum ama çok az. لقد منت ولكن قليل جد. / pek az / rather little قليل نوع م pek az sigara kullanıyorum. أشرب سيجرة بشكل قليل نوع م. pek az şeker istiyorum. أريد قليل نوع م من لسكر. / biraz / some بضع - قليل من... Biraz تستخدم لألشيء غير لمعدودة كلسوئل.. Biraz süt Biraz çay قليل من حلليب قليل من لشي. Biraz tuz istiyorum. أريد قليل من مللح. Etin birazı. قليل من للحم. Kahvenin birazı. قليل من لقهوة. Evimiz biraz küçük. بيتن صغري نوع م. 129
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Arabada benzin var mı? هل يوجد يف لسيرة بنزين Evet, biraz var. نعم يوجد لقليل. Biraz geç aradım, affedersin. Uyuyor muydun?, هل أنت كنت نئم عفو أن تلفنت متأخر قليل Biraz Türkçe konuşabiliyorum.. أن أستطيع أن أتكلم لرتكية قليل Evet, biraz zamanım var. نعم عندي وقت قليل. Biraz acelem var.. أن مستعجل قليل Aslında, bu pantolon bana biraz da bol. أصل, هذ لبنطلون وسع علي قليل أيض. Tamam şimdi lütfen sıra numarası alın ve biraz bekleyin.. متم, آلن رجء خذ رقم تسلسلي ونتظر قليل Ben biraz geç kalacağım.. أن سأتأخر قليل 130
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Biraz vaktin(iz) var mı? هل عندك قليل من لوقت Biraz ümit var. يوجد قليل من ألمل. Bize gel de biraz konuşalım.. تعل إىل هن حىت نتكلم قليل Plaja gidip biraz yüzelim.. لنذهب إىل لشطئ ونسبح قليل : سؤل وجوب سؤل : من خلل ألمثلة لسبقة للعبرت Biraz Az مهو لفرق بينهم لجوب : Biraz تأتي لتعبر عن لكمية للمعدود :Az تعبرعن صفة لمعدود وهي تستخدم لألشيء كم هو مبين في هذين لمثلين : هن كلمة ( قليل( صفة لألمل يوجد أمل قليل Az ümit var يعبرعن لكمية لموجودة من ألمل. )قليل( Biraz ümit var يوجد قليل من ألمل. هن كلمة 131
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع / biraz daha / little some أكثر قليل Keşke biraz daha kalsaydınız.. أمتىن لو أنكم بقيتم أكثر قليل Biraz daha çalışmalısın. جيب أن تعمل أكثر قليل. Biraz daha bisküvi ister misiniz? Would you like some more biscuits? هل تريد أكثر قليل من لبسكويت Biraz daha ucuzlarını gösterebilir misiniz? هل ميكنك أن تريني أرخص قليل Biraz daha yersem tatlıya yer kalmaz. إذ أكلت أكثر قليل لن يبق للحلويت مكن. Biraz daha. كمن شوي - بعد شوي ( تأجيل وضع لطعم على لطولة(. 132
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع / bazı / some بعض من.. وهي تستخدم لألشيء لمعدودة ودوم تأتي مع ألسمء في حلة لجمع. bazı kadınlar. بعض لنسء. bazı evler. بعض لبيوت. Kutuların bazısı. لبعض من لعلب. Misafirlerin bazısı. بعض لضيوف. Ceketlerden bazıları. بعض من جلوكيت. Müdürlerin bazıları. بعض ملدرء. Atlardan bazısı. بعض من خليول. Bazı dükkânlar. بعض لدككني. 133
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Kitaplardan bazısı buradadır. بعض من لكتب موجودة هن. Caddedeki bazı arabalar vardı, şimdi artık hiç yok. كن يف لطريق بعض لسيرت, آلن مل يعد موجود أبد. Bazı arkadaşlarım sınav günü okulda olmayacak. بعض أصدقئي, لن يكونو يف ملدرسة يف يوم لمتحن. Bazı şeyler sana eksik anlatmış قد أخربتك بعض ألمور نقصة. Arkadaşlarından bazıları İngilizce konuşuyor mu? هل يوجد بعض من أصدقئك يتكلم إلنكليزية Bazı makaleleri okudum. قرأت بعض ملقلت. Bazı kimselerle konuştum. حتدثت مع بعض ألشخص. / birçok / a lot of many كثري من عديد من.... وهي تستخدم مع ألشيء لمعدودة فقط Caddede birçok araba var. there are many cars on the road. there are a lot of cars on the road. 134
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع يوجد كثري من لسيرت يف لطريق. Bahçede birçok ağaç var. There are a lot of trees in the garden. يوجد كثري من ألشجر يف حلديقة. Birçok insan. some people, a few people. كثري من لنس جمموعة من لنس. birçok kez, defa, kere. several times. عدة مرت. Geçen yıl Tarkan, gerek Türkiye gerekse Türkiye dışında, birçok konser verdi. لعم ملضي تركن )ممثل تركي مشهور( قدم حفلت عديدة كل من تركي وخرجه. 135
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع / birkaç / some جمموعة من... عدة... birkaç تستخدم لألشيء لمعدودة İş adamların birkaçı جمموعة من رجل ألعمل. ملحظة همة عندم تأتي birkaç قبل لمعدود يجب أن يكون لمعدود في صيغة لمفرد وليس لجمع كم في ألمثلة أدنه: Birkaç defter. عدة دفتر. Bahçede birkaç kapı var. There are some gates in the garden. يف حلديقة يوجد عدة بوبت. Bahçede birkaç kedi var. There are some cats in the garden. يف حلديقة يوجد جمموعة من لقطط. Caddede birkaç araba var. There are some cars in the road. 136
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع يف لطريق يوجد جمموعة من لسيرت. Toplantı odasında birkaç kişi var. يوجد يف قعة لجتمع جمموعة من ألشخص. Birkaç kağıt alabilir miyim? Can I have some papers? هل ميكنني أن آخذ عدة أورق Sınıfta birkaç öğrenci var. There are some student in the classroom. يوجد بعض لطلب يف لصف. Birkaç gün zarfında iyileşeceksin. ستتحسن يف ظرف عدة أيم. / bir takım / group جمموعة من... طقم - فريق Bir takım memurlar. جمموعة من ملوظفني. Bir takım elbise almak istiyorum. أريد شرء بدلة رجلية. Bu fincan takımı güzel değildir. هذ لطقم من لفنجني ليس مجيل. 137
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Biz birlikte bir takım olarak çalışmalıyız. حنن جيب علين أن نعمل مع كفريق وحد. Birtakım meseller tartışıldı. نوقشت جمموعة من ملسئل. Birtakım olaylar oldu. وقعت جمموعة من حلودث. / buçuk - yarım / half نصف سؤل وجوب م لفرق بين Buçuk و Yarım :Buçuk ل تستخدم لوحده بل تستخدم مع ألرقم ألخرى مثل: - 3.5 2.5 : Yarım تستخدم لوحده كقيمة مقدره لنصف نصف كيلو حليب نصف كيلو من لخبز لنشهد هذه ألمثلة : İki buçuk kilo domates. 2.5 كيلو من لبندورة. Yarım kilo süt. نصف كيلو من حلليب. Yarım kilo peynir aldım. شرتيت نصف كيلو من جلنب. 138
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Üç buçuk kilometre yürüdük. مشين ثلثة ونصف كيلو مرت. Saat dört buçukta geldi. هو جء يف لسعة لربعة ولنصف. / bu kadar o kadar / that far إىل هذ حلد بهذ لقدر Alo! Richard, neredesin? Neden bu kadar geç kaldın? ألو ريتشرد, أين أنت ملذ تأخرت إىل هذ حلد Şu olay bu kadar önemli miymiş yahu? يي, هل كنت هذ حلدثة همة بهذ لقدر Bu kadar çabuk mu? هل هو سريع إىل هذ حلد بهذ لقدر Beşiktaşlı futbolcular hiç o kadar koşmamıştı. لعبو بشكتش مل يركضو أبد بهذ لقدر. Eğer bu kadar kalabalık olduğunu bilseydim,buraya gelmezdim. لو كنت أعرف بأنه ستكون مزدمحة إىل هذ حلد, مل أتيت إىل هن. Bu kadar hızlı sürmeyiniz. ل تقود بهذه لسرعة. Senin o kadar içmen iyi değil. 139
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع شربك للمء بهذ لقدر ليس جيد. Fahrieh artık bu kadar çok sıkıldım ağlamaktan canımın yanmışından. فخرية, يكفي إىل هن, لقد سئمت كثري من لبكء ومن حرق روحي. Bu kadar sebep direnç anla. فهم, هلذ لسبب أحتمل. Yazık, hepsi bu kadar değil. لألسف, ليس هذ كل شيء. Ne için bu kadar kızgınsın? من أجل مذ أنت غضبن إىل هذه لدرجة Bu kadar yeter. يكفي إىل هذ حلد. Babam daha önce hiç bu kadar kızgın görmedim. مل أر أبي غضب إىل هذ حلد من قبل. / bütün / whole complete- entire كمل مجيع إمجيل - عموم كفة - كل Bütün öğrenciler. مجيع لطلب كمل لطلب إمجيل لطلب. bütün gazeteler. 140
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع مجيع لصحف كمل لصحف. bütün tavuk. كمل لدججة ( لدججة بأكمله(. Yarın bütün öğretmenler okulda olmayacak mı? هل غد مجيع ملعلمون لن يكونو يف ملدرسة Bütün hafta ofiste koşturmaktan çok yoruluyorum. كمل ألسبوع أتعب جد من جلري إىل ملكتب. Bütün kış mevsimini Adana da geçireceğim. سأقضي كمل موسم لشتء يف أضنه. Hırsızlar bankadaki bütün parayı alıp kaçmış. لبنك لذي سرقوه للصوص أخذو مجيع ألمول وهربو. Atina İstanbul uçuşları bütün vergiler dahil altmış liradan başlıyor. لرحلت إىل أثين ستنبول تبدأ من 60 لرية متضمنة كمل لضرئب. Bütün ailem senin yüzenden dağıldı. بسببك ت شت تت كمل عئلتي. Bütün gün ofisteyim. طول ( كمل( لنهر أن بملكتب. Ben dönmeden önce küçük erkek kardeşim bütün böreği yemişti. My small brother had eaten all the pie before I got back. 141
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع أن من قبل عودتي, أخي لصغري قد تنول مجيع لربك. Müdür bütün öğrencilerin bu Cumartesi saat dokuzda okulda olmalarını istiyor. ملدير يريد من مجيع لطلب أن يكونو يف ملدرسة يوم لسبت لسعة لتسعة. Bütün gün burada ayakta durmaktan yoruldum. أن تعبت من وقويف هن طول ليوم. Ahmet bütün parasını harcadıktan başka, karısıyla da kavga etti. ليس فقط أمحد صرف مجيع نقوده وكذلك تشجر مع زوجته. Bütün kalbimle. مع صميم قلبي. Bütün meseleler tartışıldı. نوقشت ملسئل كله )مجيعه(. Bütün şartları okudum. قرأت كفة لشروط. 142
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع /çok / very جد - كثري (benim) ofisim buraya çok yakın. مكتبي قريب جد إىل هن. (senin) bebeğin çok tatlı. طفلك حلو جد. Türkçen çok iyi. لغتك لرتكية جيدة جد. Bugün çok işimiz var.. عمل كثري ليوم لدين Çok iyi seviyede özellikle Arapça bilen. مستوى جيد جد وخصة م ل م يف للغة لعربية. çok para istiyor. يريد مل كثري. çok mutluyum. أن سعيد جد. çok odalı bir otel. فندق ذو غرف كثرية. Çok açım her şeyi yiyebilirim? 143
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع أن جئع جد, أستطيع أن آكل كل شيء. Ben bu salatayı yiyemem, çok tuzlu. أن ل أستطيع أن آكل لسلطة. محلة جد. İstanbul çok kalabalık. ستنبول مزدمحة جد. Evet bazen zor ama işimi çok seviyorum. نعم صعب أحين, لكن أحب عملي جد. Dişim çok ağrıyor. سني يؤملني. Bu pantolon çok uzun, kısaltabilir misiniz? هذ لبنطلون طويل جد هل ميكنك أن تقصره Çok özür dilerim. أن جد أعتذر. Buraya çok yakınsın. أنت قريب جد إىل هن. Buna çok şaşırdım. تفجأت به جد. Şoföre çok sinirlendim. غضبت من لسئق كثري. 144
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Dün maçı izlerken çok heyecanlandık. لبرحة بينم كن نشهد ملبرة توترن جد. Öyle mi? Çok sevindim. حق أسعدتني كثري. Öyle mi? Çok üzüldüm. حق أحزنتني جد. Sokakta düşünce çok utandım. أن خجلت جد عندم سقطت يف لطريق. Burada denizi seyretmeyi ve balık tutmayı çok severim. هن أحب جد مشهدة لبحر وصيد لسمك. Buzdolabında çok meyve var mı? هل يوجد فوكه كثرية يف لثلجة / çok az / extremely little قليل جد çok az benzin kalıyor. بقي قليل جد من لبنزين. çok az para istedi. طلب قلي ل جد من ملل. 145
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع / çok fazla / too much أكثر بكثري bundan sonra çok fazla kahve içmeyeceksin. من آلن فصعد لن تشرب لكثري من لقهوة.,bitirmedim. ( Yemek çok fazlaydı في لزمن لمضي( كن ألكل كثري,مل أستطع أن أكمله. Maraton koşucuları çok fazla su içiyor. لعبو لركض يف ملرثون يشربون مء كثري. / çok iyi / very good جيد جد - ممتز Tamam, çok iyi olur,5 dakika içinde evden çıkıyoruz 1 dakika sizdeyiz. متم, ممتز, خلل مخس دقئق حنن خرجون من ملنزل, دقيقة وحدة نكون عندكم. Çok iyi hatırlıyorum. أن أتذكر بشكل جيد جد. Çok iyi geçti. مرت بشكل جيد جد. Çok iyi İngilizce konuşamam. أن ل أستطيع أن أتكلم إلنكليزية بشكل جيد جد. 146
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Çok iyi seviyede özellikle Arapça bilen ikinci dil olarak İngilizce bilen. مستوى جيد جد وخصة ملم يف للغة لعربية وللغة إلنكليزية كلغة ثنية. Çok iyi )شروط قبول لتوظيف( derecede Arapça ve İngilizce yazma, okuma ve konuşma becerilerine sahip. على درجة جيدة جد بللغة لعربية وإلجنليزية كتبة وقرءة ومهرت لتحدث. )شروط قبول لتوظيف( Öğrenciyken çok iyi dans ederdim. عندم كنت طلب كنت أرقص كثري. Çok iyi bir pastane, istasyonun arkasında var. يوجد خمبز معجنت جيد جد ورء حملطة. for ~ca, ~ce / / ملدة... gün أليم يوم günlerce day For days Mehmet o felaketten dolayı günlerce ağladı. 147
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع حممد بكى ملدة أيم بسبب لكرثة. Macit çok geç kaldı, defalarca telefon aradım. مجد تأخر كثري تصلت به عدة مرت. ~ca - ce / Fold / مضعفت ألعدد... Bin Binlerce آلف من.. ألف one thousand thousands of.. Bu savaşta binlerce düşman askeri esir alındı. يف هذه حلرب آلف من ألعدء أسرو. يف Ülkemizde israf edilen ekmekle onlarca köprü yapılabilir. دولتن إلسرف يف خلبز سنوي ميكن أن يبىن عشرت جلسور. Milyonlarca yaşama mal olmasına rağmen savaşı kazandılar. They won the war, although it cost them millions of lives. هم رحبو حلرب بلرغم أنه كلفتهم مليني ألروح. أعدد جلموع onlarca عشرت.. yüzlerce مئت.. 148
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع binlerce ألوف.. milyonlarca مليني.. yüzbinlerce مئت أللوف من.. on milyonlarca عشرت ملليني من.. yüz milyonlarca مئت ملليني من.. bin milyonlarca آلف ملليني من.. milyon milyonlarca مليني ملليني من... / e kadar / up to, until, as far as حىت - لغية بقدر up to now. حىت ألن. Ankara'ya kadar. as far as Ankara. بقدر ب ع د - أنقرة. Gelecek pazara kadar bekleyelim. Let us wait until next Sunday. دعن ننتظر حىت يوم ألحد لقدم. Çarşıya kadar gidiyorum. I am going as far as the shops. 149
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع أن ذهب حىت لسوق. Çarşambaya kadar buradayım. أن هن حىت يوم ألربعء. Beşe kadar beklerim. أنتظر حىت لسعة خلمسة Işıklara kadar git. ذهب بقدر لضيء. Sonuna kadar okudun mu? هل قرأت حىت لنهية Babam eve dönünceye kadar bekleyeceğim. سوف أنتظر حىت عودة ولدي إىل لبيت. Akşama kadar bu raporu bitirmem lazım. جيب أن أنهي هذ لتقرير حىت ( لغية( ملسء. Ne oldu? Biz, düne kadar bir aile değil miydik? م لذي حدث حنن أمل نكن عئلة وحدة حىت يوم أمس Meydana kadar yürüyün. مش حىت )لغية( لسحة. Düne kadar öyle bir şey söylemedim. حىت )لغية( لبرحة مل أقل شيئ مثل هذ. 150
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Ayın sonuna kadar projeyi bitirmiş olmayacağım. حىت نهية لشهر لن أكون قد أنهيت ملشروع. Köprüden Taksim e kadar kaç durak var? كم موقف يوجد من جلسر حىت تقسيم Beyoğlu na kadar kaç durak var? كم موقف يوجد حىت بيولو / fazla / too much كثري - زيدة - فئض fazla yemek geldi. وصل طعم كثري. fazla para istediler. أردو نقود كثرية. Salonda fazla sandalye yok. There aren t many chairs in the hall. ل يوجد كثري من لكرسي يف لصلون. Bana fazla bir sandalye verebilir misiniz? هل ميكنك أن تعطيني مزيد من لكرسي 151
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع O konuda fazla kitabım yok. I don t have many books on that topic. ليس عندي كثري من لكتب حول هذ ملوضوع. Kasabada fazla su yok. There isn t much water in the town. ل يوجد ميه كثرية يف ملدينة. Beş kilo fazla eşyanız var. يوجد مخسة كيلوغرم زيدة يف وزن أمتعتك. )يف جلمرك(. Bugün fazla mesaiye kalmayacağım. ل أستطيع أن أبق دوم مسئي إضيف ليوم. Fazla önemli değil. ليس مهم كثري. Fazla kalmayacağız. لن نبق كثري أو أكثر من ذلك. Fazla zamanım yok, ne söyleyeceksin sen söyle. ليس لدي ملزيد لكثري من لوقت, مذ ستقول قل أنت. Ben durumum sabit, ne eksi ne fazla. وضعي ثبت ل نقص ول زئد. Fazlaya gitti. متدى كثري. 152
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع / daha fazla / more much أكثر Ben daha fazla devam edemem. أن ل أستطيع أن أستمر أكثر من ذلك. Daha fazla uzatma. ل تطل أكثر من ذلك. daha fazla para istediler. طلبو مزيد من ملل. كل.. دئم مجيع / hep / all مع - -1 مجيع - hep Biz hep aynı sınıftayız. حنن مجيع يف نفس لصف. Her Cuma hep Ankara'ya gidiyoruz. كل يوم مجعة مجيعن نذهب إىل أنقرة. Hepimiz yeni öğrencileriz. حنن مجيع طلب جدد. O Hepinize selam var. يسلم عليكم مجيع. 153
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Bir asistanalar tanıştım, hep onunla konuştum,hiç uyumadım. تعرفت إىل مسعدون,حتدثت معهم مجيع, مل أمن أبد. -2 كل مجيع - Hep bunu hep Fatma yaptı. فطمة عملت كل هذ. Fatma hala bir öğretmen olarak hep sorularımıza cevap veriyor. كون خللة فطمة كمعلمة فهي جتيب على مجيع أسئلتن. -3 دئم - Hep Aşk Hep ister. حلب دئم يريد. Ama hep böyle yapıyorsun, ya hep ya hiç. لكنك دئم تفعلني هذ, إم دئم وإم ل شيء. Hep böyle yapıyorum. هكذ أفعل دئم. Hep böyle yapıyor. هكذ يفعل دئم. Bu hale böyle hep devam edecek mi? هل سيستمر لوضع على هذ لنحو دئم 154
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع Hep dosdoğru mu gideceğim? هل سأذهب دئم بشكل مستقيم مجيع مع بعض - beraber Hep 4- Şu sorunu hep beraber çözelim. Let's solve this problem all together. دعن حنل هذه ملشكلة مجيعن مع بعض. Hep beraber sofrayı hazırlayalım. دعن مجيع مع بعض لنجهز ملئدة. Harikaydı, bütün akrabalarımı gördüm hep beraber annemin evinde yemek yedik. كنت رئعة, كل أقربي رأيتهم مجيع مع بعض, تنولو لطعم يف منزل ولدتي. mutlu sağlıklı huzurlu senelere hep beraber. سنوت من لسعدة ولصحة ولرحة مجيع مع بعض. / hepsi / all مجيع كل كمل كل شيء وهي تتصل مع لوحق لمفعول به وأحرف لجر وضمئر لملكية حسب موقعه من لجملة أمثلة tamamdır. Hepsi كله متم على م يرم. geldiler. Arkadaşlarım hepsi جء ألصدقء مجيعهم. geldik. Hepimiz bahçeye جئن مجيع إىل حلديقة. 155
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع seyrettiniz. Hepiniz maçı كلكم رأيتم هذه ملبرة. kırılmış. Hepsinin camları كسر زججهم مجيع. aldım. Hepsinden أخذت من مجيعهم. baktı. Doktor hepsine نظر لطبيب إىل مجيعهم. gördüm. Hepsini رأيته كله. koydum. Bardakların hepsine şeker وضعت لسكر يف مجيع ألكوب. isterim. Hepinizi başarılı görmek أريد أن أركم كلكم نجحني. Onların hepsi. all of them. مجيعهم. Onun hepsi. all of it. مجيعهم لغري لعقل ( شجر جدرن مسجد..( Doktorların hepsi hastanededir. مجيع ألطبء يف ملشفى. Kadınların hepsi. مجيع لنسء. Başka bir şey ister misiniz? هل تريد شيئ آخر Hayır, teşekkürler, hepsi bu. 156
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع ل شكر هذ كل شيء. Hepsi iyiler hamad olsun. كلهم خبري حلمد هلل. Bu odanın her şey içindekilerin hepsi kiralıktır. كل شيء يف دخل هذه لغرفة مجيع لإلجير. Onlar hepsi buradalar. هم مجيع هن. Hepsi bu kadar. هذ كل شيء. Hayır, hepsi bu şey. ل. هذ كل شيء. Yazık, hepsi bu kadar değil. لألسف, كلهم ليس بهذ لقدر. Teşekkür derim, işte hepsi burada. شكر. ه هي مجيع هن. Hepsi kullanılmış şeylerdir. كل هذه أشيء مستعملة. Hepsi birer birer bu kapıyı gelecekler. 157
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع كلهم وحد تلو آلخر سيأتون إىل هذ لبب )لعرسن(. Hepsi toplam ne kadar yapıyor? كلهم مجيع كم أصبح جمموعهم Ömrüm hepsi sana. عمري كله لك. 15 lira peynir 5 lira yumurta 20 lira bal 3 lira da zeytin hepsi toplam 43 lira yapıyor. 15 لرية جبنة, 5 لريت بيض, 20 لرية عسل, 3 لريت زيتون أيض, كلهم أصبح جمموعهم 43 لرية. Hepsini حلة ملفعول به - Hepsi n i لحقة مفعول به حرف محية Biletlerin hepsini sana verdim. مجيع لبطقت أعطيتك إيهم. Ahmet Yatak odalarının hepsini temizledi. أمحد نظف مجيع غرف لنوم. Kadın etin hepsini yedi. ملرأة أكلت كمل للحم. 158
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع toplam kaç oldu hepsini bu Hayır. ل, هذ كل شيء, كم أصبح جملموع hepsini bu Hiç. أبد هذ كل شيء. Lütfen hepsini birlikte paket yapınız. رجء مجيعهم جعلهم يف بكيت. Bunlar hepsini ne kadar. هؤلء مجيع كم Hepsini toplam 300 lira. جمموعهم 300 لرية. لضمري - kimisi - بعضه وهو تتصل به لحقة لمضف فيكون si( )kimi + ثم تلحق به لوحق حلت لسم. أمثلة olmuş. Kimi hadiseler وقعت بعض حلودث. geldi. Kimi öğrenciler جء بعض لطلب. بعض لنس يدخن وبعضهم ل. İnsanların kimisi sigara içer, kimisi içmezler. bıraktım. Kimisini aldım, kimisini أخذت بعضه وتركت بعضه. verdim. Kimisini ücret دفعت أجرة لبعضهم. 159
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع aldım. Kimisinden kitap أخذت كتب من بعضهم. bulundu. kimisinde silah وجد لدى بعضهم سلح. is? / ne kadar? / How much كم لقيمة وهي تستخدم للسؤل عن لقيمة أو لكمية وكذلك تستخدم للتعبير عن شدة لدهشة و إلعجب. بلنسبة للمعنى كقيمة ومقدر في حل لسؤل يمكنك مرجعة درس " أدوت لستفهم" 2- حلة لدهشة أو إلعجب - kadar Ne Bugün hava ne kadar güzel değil mi? كم هو لطقس مجيل ليوم!, أليس كذلك Boğaz ne kadar güzel? Değil mi? Evet harika. كم هو مجيل مضيق لبوسفور! أليس كذلك نعم رئع. Herkes ne kadar mutlu görünüyor. كم كن كل شخص يبدو مسرور. / tane / one قطعة - وحدة وهي تستخدم بعد ألرقم Evde yedi tane çocuk var. يوجد يف لبيت سبع أولد. Çantada on iki tane kelem var. 160
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع يف لبيت 12 قلم. Boş yer var mı? Evet,bir tane var. هل يوجد مكن فرغ هن نعم يوجد مكن وحد. Kaç tane bilet istiyorsunuz? كم بطقة تريد 2 tane lütfen. لطف بطقتني. Bundan üç tane ver. أعطني ثلثة من هذه. Bu halıyı alırsanız çok memnun kalacaksınız. Sonra gelip bir tane daha alacaksınız. إذ شرتيت هذه لسجدة ستبقى سعيد جد, بعده ستأتي وستأخذ وحدة أخرى. Bundan yalnız bir tane istiyorum. أريد من هذه وحدة فقط. bunların arasından bir tane alın. خذ وحدة من بينهم. Dün on beş dakikada üç tane ahtapot tuttum. لبرحة خلل 15 دقيقة أمسكت ( صطدت( ثلث أخطبوطت. 161
لشمل يف قوعد للغة لرتكية تأليف وإعدد وترمجة : ملهندس حممد عمر جملذوب جلزء لربع 162